Nakşibendi Tarikatı - Öz değerleriyle birlikte.
ANASAYFA SİTEDE ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE SORU SORUN? İLETİŞİM

CANLI YAYIN İZLEYİN...

 
 
 

GALERY

ANKET

Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?





Tüm Anketler

SİTEDE ARA


Gelişmiş Arama

SİTEMİZE ZİYARETLER!

 
Bugün Tekil515 
Bugün Çoğul637 
Toplam Tekil 8575688 
Toplam Çoğul12516820 
Ip 185.50.70.3

REKLAM

 

DESTEK

Kalp Kırmaktan Sakının! Menzil'de Yaşanmış Bir Anı..

Kalp Kırmaktan Sakının! Menzil'de Yaşanmış Bir Anı..

Tarih 11 Ocak 2015, 22:22 Editör

Bu anıyı anlatan Bursa'da öğretmenlik yapan Seyyid M. Kazım Gülyeşil büyüğümüzdür.

Bundan yirmi yıl kadar önceydi. Siirt’ten Rahmetli Hacı İdris amcanın da olduğu bir kafile ile Menzil’e gitmiştik. Öğle namazını Sadatın arkasında kıldık. Namazdan sonra birkaç sofi ile Merkad’a doğru ilerlemeye başladık. Bu günkü lahmacun fırının önünde, sakallı, iri yarı, babayiğit Batmanlı bir sofi ile karşılaştık. (Eğer hayatta ise Allah uzun ömürler versin, eğer vefat ettiyse Allah rahmet eylesin.) Aramızda bayağı yaş farkı olmasına rağmen, bize çok muhabbeti vardı. Bizde onu canı gönülden severdik. Kucaklaştık sarıldık, hal hatır sorduk. O esnada Batman’dan gelmiş olan Şeref Hoca ve beraberindeki birkaç sofi Markad’dan dönüyorlardı.
Bu Batman’lı sofi kardeşimiz Markad’dan dönenlere şöyle seslendi: “Sofiler, bu seyyidimi tanıyor musunuz?” Şeref Hoca ve beraberindekiler ‘’Tanımaz olur muyuz ?‘’ derken aralarında yaşlı ve kendisi de seyyid olan bir sofi, bizi hiç tanımadığı halde kalbimizi kıracak kadar ağır birkaç söz söyledi. Adeta şok olmuştum. Benimle beraber olan herkeste şok olmuştu. Tanımadığı halde bize neden bu kadar ağır söz söylemişti? Kimse bir anlam verememişti. Hiç bir şey konuşmadım. Yaşlıdır dedim. Üstelik bu kapı ve bulunduğumuz yer cevap verme ve tartışma kapısı değil dedim. Markad’a gidip ziyaretimi yaptım. Abdestimi tazeleyip camiye girdim.(O zamanlar yeni cami yapılmamıştı.)
İki rekat namaz kıldıktan sonra yüzümü mürşidimin evine doğru yöneltip ‘’KURBAN, EĞER BU SÖYLENENLERİ SİZ KABUL EDİYORSANIZ BENDE KABUL EDERİM.’’ diyerek uzandım. İçim içimi kemiriyor. Patlamaya hazır volkan gibiyim. Bir saat kadar uyuduktan sonra tekrar kalkıp abdest almaya gittim. Abdestimi aldıktan sonra dönüp ikindi namazı için camide beklemeye başladım. Bu arada olan bitenden asla kimseye bahsetmiş değildim. İkindi namazı kılındı. Ardından hatme yapıldı. Sadatlar Kuran okudular. Bekledik ve onlarla beraber çıktık. Ortalık iyice sakinleşmiş. Herkes akşam namazı için neredeyse hazırlığa başlamıştı bile.. Ama bizdeki fırtına dinmemişti. Bu esnada karşıdan Hacı İdris amca belirdi. Yönümü değiştirmek istedim. Bana seslendi: “Seyyid baba neredesin ve neyin var?” Ben ilk önce duymazlıktan geldim. Hiç dedim sadece. Tekrar sordu: “Seyyid baba neyin var? Ben yine ‘’hiçbir şeyim yok.’’ diye cevap verince biraz celallendi ve: ”NE DEMEK BİR ŞEYİM YOK. MENZİL’DE KIYAMET KOPUYOR VE SEN BİR ŞEYİM YOK DİYORSUN.SÖYLE KALBİNİ KİM KIRDI? SANA KİM NE SÖYLEDİ?” Diye üsteleyince bende durumu olduğu gibi anlattım.
Bana ‘’Sende şöyle şöyle diye cevap verseydin ya..’’ dedi. Bende yaşlıdır ve seyyiddir diye cevap vermek istemedim. Baktım Hacı İdris amca beni kolumdan tuttu ve ‘’Yürü divana gidiyoruz.’’ dedi. Beraber divana çıktık. Yemek geldi. O esnada Hacı İdris amca gidip buz dolabının kapısını açıp, içinden bir SÜRAHİ AYRAN çıkardı. Getirip önüme koydu ve : “SEYYİD BABA, BU AYRANI DADE ANNEMİZ (SADATIMIZIN EV HALKI) HAZIRLAMIŞ, SANA GÖNDERMİŞ, ÇABUK İÇ” dedi. Ben de bir dikişte ayranı içtim. Kalbim rahatlamıştı. İçim o seyyide karşı yumuşamıştı. Ertesi gün sabah namazından sonra hatır alıp, Siirt’e dönmek üzere yola çıktık. Feribota binip karşıya geçtik. Arabalar sırasıyla feribottan inip yola koyuldular. Feribotta Şeref Hoca’nın arabası ve (beyaz toros marka) dolayısı ile bu kalbimizi kıran seyyidde vardı. Siverek istikametinde o yokuşu çıkarken Şeref Hoca bizim minibüsü sollayıp gözden kayboldu. Bizde minibüsün en önünde Hacı İdris amcanın yanında oturuyorduk. On dakika kadar sonra nasıl olduğunu halen anlayamadığım bir şekilde Şeref Hocanın arabasına yetiştik. O esnada bir patlama sesi duyduk sadece. Ne oluyor? Nereden geldi bu ses? diye etrafımıza bakınırken önümüzdeki Şeref Hoca’nın arabası durdu. Bu seyyidin oturduğu yer olan arka sağ lastik gümlemişti. O esnada bizde içimizden sessizce: “GAVSIM, BU SEYYİDE KARŞI KALBİMİZDE NE VARSA ATTIK. NE OLURSUNUZ AFFEDİN.” dedim.
Yoksa bir sonraki merhalenin ne olduğunu çok iyi biliyordum ki kalbimize doğmuştu. ŞUNU ANLADIM Kİ MENZİL’DE İÇİMİZDE OLUP BİTEN HER ŞEYE, HEM SADATLAR HEM ANNELERİMİZ, HEMDE EVLATLARI VAKIFTIRLAR. Siz siz olun bu kapıda kimsenin kalbini kırmayın. Hele hele köyde, özellikle EDEPLİ OLMAYA GAYRET EDELİM İNŞALLAH.
SEYYİD KAZIM

Bu yazı 22266 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit




Sizlerin Anıları

Bir okurumuzun yaşadığı güzel bir anı..

Bir okurumuzun yaşadığı güzel bir anı.. Üniversite öğrencisi bir kardeşimizin başından geçen hoş bir anı..

İki Sofi Şehidimizin Anısı

İki Sofi Şehidimizin Anısı Hayırla yâd etmek için sitemize eklemek istedik..

MENZYL SYLSYLE-Y ALYYYE

Söz ve Resim
Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı.

MEVLANA (R.A)

SÖZLÜK

(c) Web sitemizin Vakıf, dernek vb. kuruluşlar ile resmi bir bağı kesinlikle yoktur, tamamen kişisel çabalarla kurulmuş bir web sitesidir. Ancak istifade edilmesi için yazı ve linklerini kaynak belirterek yayınlayıp, destek verdiğimizde olabilir. Ayrıca diğer kaynaklardan, ehli sünnet çizgisinde gördüğümüz çalışmaları kaynak göstererek sitemizde yayınlamaktayız. Niyetimiz, sayısız faydasını gördüğümüz, Kuran ve Sünnet esaslı bu yüce Nakşibendi yolunu insanların tanıması ve istifade etmesine vesile olabilmektir. Sitemizden emeğe saygı çerçevesinde kaynak göstererek her türlü alıntı yapılabilinir. www.NaksibendiTarikati.com
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Alt Yapy: MyDesign - Dizayn ve Hosting: Ri-Mer Bili?im